‘Türkiye’nin NATO üyeliği ile devam etti’
‘Bu soru bizi 7 Temmuz 1945’te ki Potsdam Konferansı’na götürüyor. Potsdam’da Stalin; Türkiye ile konuları, yani sınırları ve boğazların durumunu gündeme getirdi. Sovyetler Kars ve Ardahan‘ı ve Boğazlar’da Sovyetler’e imtiyaz verilmesini istedi. 2 Ağustos’ta Potsdam Konferansı sona erdi. Henüz savaş sona ermemişti. İngiltere ve ABD Sovyetlere açık cephe almaktan kaçınmıştı. Ancak Sovyetlerin İran‘daki birliklerini anlaşma gereği geri çekmemesi, Sovyetler ile Müttefikler arasındaki iplerin kopmasının başlangıcı oldu. ABD, Türkiye yanında yer almaya başladı. 5 Nisan 1946’da Amerikan savaş gemisi Missouri, ABD‘de vefat eden Türkiye Büyükelçisi Münir Ertegün’ün naaşını Türkiye’ye getirdi. Türkiye’nin savaş sonrası yalnızlığı sona eriyordu.Bu süreç; Türkiye’nin 25 Haziran 1945’te Birleşmiş Milletler Antlaşması’nı imzalaması ve 18 Şubat 1952’de de TBMM‘nin, Türkiye’nin NATO üyeliğini oybirliği ile aldığı bir kararla onaylamasıyla devam etti.’
‘ Montrö Antlaşması ile Türkiye’nin uluslararası alanda kazandığı güç inanılmaz boyuttadır’
‘Birinci ve İkinci Dünya savaşı esnasında karşılaşılan sorunlar, Boğazların Türkiye’nin güvenliği açısından taşıdığı önemi net olarak ortaya koymaktadır. Montrö Antlaşması ile Türkiye’nin uluslararası alanda kazandığı güç inanılmaz boyuttadır. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu antlaşması olan Lozan’a ve güvenliğimiz açısından hayati öneme haiz Montrö Antlaşmasına sıkı sıkıya sarılmalıdır.”